Bu Blogda Ara

19 Mayıs 2011 Perşembe

Truva Atı ve Odysseus

Truva atı, zekasıyla ünlü Odysseus'un Truva surlarını aşmak ve şehre gizlice girmek için yaptırdığı tahtadan at maketidir. Savaş yaklaşık 10 yıldır sürüyordur. Askerler bıkkın ve yorgundur. Zekası yüzünden Athena tarafından da sevilen Odysseus'un aklına tahtadan bir at yapma fikri gelir. At yapılır ve en seçkin askerler atın içindeki bölmelere gizlenirler. Yunan ordusu Tenedos (Bozcaada)'un arkasına gizlenirler. At kumsala bırakılır. Truvalılar atı tanrılardan bir hediye olarak kabul eder. Yunanlıları yendiklerini ve savaşın bittiğini düşünürler. Atı şehrin içine alıp, kutlama törenleri yaparlar.
Odysseus
Hava kararınca akşam olunca Yunan ordusu tekrar gelir ve şehre giren askerlerin açtığı kapılardan şehre girerler. Şehir yağmalanır.Kalan Truvalılar'da Aieneas önderliğinde İda dağına kaçtılar ve uzun bir deniz yolcuğu sonucu İtalya'ya varıp Roma medeniyetinin temelini attılar. Olympos taki Tanrıların sebep olduğu ve karıştığı Truva Savaşı yıllarca çok çetin çarpışmalara sahne olur. Savaş boyunca iki taraf birbirine kesin bir üstünlük sağlayamayınca, Akhalılar Truvalılara çok kurnaz bir oyun oynar. Akhalıların en akıllı krallarından Odysseus, bir tahta at yapma fikrini ortaya atar. Plana göre Akhalılar savaştan çekiliyor gibi gözüküp, geride çok büyük bir tahta at bırakırlar. Odysseus ve diğer seçkin komutanlar atın içine gizlenirken, diğerleri denize açılıp gemileri Bozcaada'nın arkasına, Troyalıların onları göremeyeceği bir şekilde gizlerler. Planın yürümesi için, görevi tahta atın Truvanın surlarından içeri girmesini sağlamak olan bir Akhalı askeri atın yanında bırakırlar.



Rodos Heykeli’nin Tarihi


Rodos Heykeli’nin Tarihi 




Rodos’un kusatmasi basarisizlikla sonuclaninca kuşatmadan geriye kalan tunç ve silahlar eritilerek yapılmış olan muazzam bir heykel…32 metre yüksekliğindeki bu heykel ise yalnızca 50 yıl ayakta kalabilmiş ve deprem sonucunda yıkılmıştır…



Güneş Tanrısı Helios’un tunçtan yapılma dev heykeliydi ve Rodos limanının ağzında bulunuyordu; Ama çoğu kez sanıldığı gibi heykelin bacakları arasından gemiler geçmiyordu. Heykel yaklaşık 32 m yüksekliğindeydi ve İÖ.304′teki başarısız Rodos kuşatmasından kalma tunç gereç ve silahların eritilmesiyle yapılmıştı. Rodos Heykeli, İÖ.280′den 255′e kadar, gemicilere karayı gösteren bir işaret görevi gördü ve daha sonra adayı sarsan bir deprem sonucu yıkıldı.

Rodosluların Rodos limanının girişine diktikleri bu heykel söylenenlere göre o kadar büyüktü ki, ayaklarının biri limanın bir girişine, diğeriyse diğer girişine basıyordu. Böylece limana girmek isteyen gemiler bu ayakların altından geçiyordu. Tanrı Zeus’u temsil eden bu bronz heykelin boyu 30 metreyi buluyordu. 224 yılında bir depremle yıkıldığı sanılan heykelin elindeki meşaleyi yakmak için ayaklarının içinden başlayan bir merdivenle yukarı kadar çıkılabiliyordu.

ERKEK OLMAK

Erkek olmak...

İdeal erkek profili
ERKEK OLMAK;
Hayatina bir sürü kadin girmesi degildir. Önemli olan; kaç kadini
gerçekten sevdigi ve onlara ne kadar dürüst olabildigidir...

ERKEK OLMAK;
Genis omuzlara sahip olmak degildir. Önemli olan; kaç kadina o
omuzlara yaslanacak kadar güven verdigidir...


Kadın Olmak!...

Kadın Olmak!...





Bir kadın çocuktur aslında... Çocuk gibi davranmayı sever. Erkeğin kendisine bir çocuğa gösterdiği şefkati göstermesini ister.Bir çocuğu okşar gibi incitmekten korkarak sevmeli erkek kadını... Ama hiç bir kadın çocuk muamelesi görmek istemez. Söylediği şeyler çocukça da olsa dinlenilmesini, dikkate alınmasını ister.Yani bir kadının çocukluk yapmasına izin vereceksiniz; ama asla onu bir çocuk olarak görmeyeceksiniz..


Bir kadın güçlüdür aslında...


Hatta erkeklerden çok daha güçlüdür. Ama bu gücünü her zaman ortaya koymasını sevmez. İster ki, erkeğin gücü kendisine huzur versin. Kendi kendine yapabileceği şeyleri bile erkeğin yapmasını bekler. Böylece hem daha kadın olduğunu hissedecektir hem de erkeğinin ne kadar güçlü olduğunu görecektir. Ancak kadın gücünü göstermek istediğinde onu engelleyemezsiniz. Yapmak istediği bir şey varsa mutlaka yapar.


Bir kadın sevgidir aslında...


 İçinde her zaman sevgiyi taşır. Sevdiklerinden kolay ayrılamaz. Sevdiklerini kolay kolay kıramaz. Zor sever; ama, tam sever. Bir kadının tam anlamıyla sevebilmesi için yüreğinin kabul ettiğini beyninin de kabul etmesi gerekir ve sevmezse de onu asla sevmeye zorlayamazsınız. Belki kolayca yüreğine girebilirsiniz. Ancak beyninde yer alamazsınız. Her an terk edilebilirsiniz. Sevmediği halde terk etmeyen kadınlar da var elbette Bunun tek nedeni ise engelleyemedikleri 'acımak' duygusudur.



Bir kadın yalnızdır aslında...

Hiçbir zaman kadını bütünüyle elde edemezsiniz. Kendisine ait bir dünyası vardır ve orada hep yalnızdır. O dünyaya kimsenin girmesine izin vermez. Hiçbir anahtar o dünyanın kapısını açamaz. Yalnızlık onun sığınağıdır. O sığınağa ne zaman gireceğine, ne kadar kalacağına hep kendisi karar verir. Sığınaktayken oradan çıkmaya zorlarsanız, onu sonsuza dek kaybedebilirsiniz.



Bir kadın çılgındır aslında...

Neler yapabileceğini erkek aklı hayal bile edemez. Üreticiliğinin sınırı yoktur ama bunu ortaya çıkartmak için hayatının erkeğini bekler. Hoyratça harcamaz üreticiliğini. Sadece erkeğine saklar. Bir kadının gerçek erkeği olmayı başarabilmişseniz çok şanslısınız demektir. Çünkü hayatın içinde olan her şey ancak kadınlar olduğunda anlam kazanıyor. Yemek yemek, su içmek bile. Bir kadının elinden içtiğiniz suyla kendi kendinize bardağı doldurup içtiğiniz su arasındaki lezzet farkını anlayabiliyor musunuz? Anlıyorsanız ne mutlu size. Anlamıyorsanız ne yazık ki yaşamıyorsunuz!




2012 kehanetleri-2012 IŞILTILI İNSANLAR

2012 IŞILTILI İNSANLAR




 Eski uygarlıklar 21 aralık 2012 ye işaret ediyor. kimi kıyamet benzeri olaylar dizisini işaret ederken kimi foton ışıması sonucu süperbilinç zamanından bahsediyor. 21 aralık 2012'nin cuma gününe denk gelmesi de cabası !!! neden mi? kıyamet cuma günü kopacak :((


Gelelim senaryolara öncelikle eski uygarlıklar; -maya uygarlığı;dünyanın dönüş hızını,bütün ay ve güneş tutulmalarını,584 yıllık venüs döngüsünü neredeyse tam bir doğrulukla hesaplamışlardır.herbiri 394 yıldan oluşan 13 tane baktun denilen evrenin sonucunda gün döngüsüyle samanyolu galaksisinin kesişeceğini hesaplayan mayalar, takvimlerini bu 13 baktunun tamamlanmasıyla sonlandırmışlardır.bu 13 baktun hesaplandığında 21 aralık 2012 tarihine ulaşılmakta ve 21 aralık gün döngüsü olduğundan kehanetleri bu yüzden tutarlılık kazanmakta.mayalar bu tarihten sonrasını 6.dünyanın başlangıcı farklı bir boyuta geçiş olarak öngörmüşlerdir.

-aztek uygarlığı; aztekler mayalar gibi kesin tarih vermemişler ama içinde bulunduğumuz çağı güneş çağı son çağ olarak adlandırmışlar -kızılderililerin kehanetleri ve inka uygarlığı;cherokee yerlileri kutsal takvimlerinde 4.çiçek günü olarak adlandırdıkları 21 aralık 2012 yi devrin sonu olarak belirtmişlerdir.hopi yerlileri isa bu zamandan 5. zaman olarak söz etmişler.inka uygarlığı ise 5. zaman insanındanışıltılı parlak insanlar olarak bahsetmişler.

Aztek - İnka - Maya Kehanetleri (genel kültür yazısı)

Aztek - İnka - Maya Kehanetleri 




Mayaların kehanetlerle dolu takvimi kendi sonlarını da ayrıntılı bir şekilde anlatıyordu. Mayaların bu öngörüsüne, modern insan sadece 12 yıl önce bilimsel açıklama getirebildi.

Maya Uzmanı Astrofizikçi Cotterell, "Vatico Latin Kitabesi"ne göre Aztekler'in Mayalar'dan farklı olarak daha önce yaşanılan dört çağı farklı ezoterik (gizli öğreticilik) ve sembolik üsluplarla anlattığını söylüyor. Üstelik Cotterell bu çağlarda adı geçen tanrıları Yazıt Tapınağı'ndaki mezarların üstündeki "Palanque Kapağı"nda da keşfetmeyi başardı. Bu çağlara ilişkin bilgilerin ayrıntıları şöyle;
* Birinci Güneş Çağı: (Matlactili) 4008 yıl süren bu çağda yaşayanlar mısırla beslenen devlerdi. Güneş, su tarafından yok edilmişti. İnsanlar balıklara dönüştürülmüştü. Bazıları bu afetten sadece Nene ve Tata adında bir çiftin, su kenarında yaşayan bir ağaç tarafından kaçırılıp kurtarıldıklarına inanmıştı. Diğerleri ise, sular çekilinceye kadar bir mağaranın içine saklanarak kurtulan yedi çift olduğunu savundu. Bu çağda hüküm süren tanrıça Tlaloc'un karısı (Yeşim Etekli Tanrıça) Chalchiuhtlicue'dir.

MAYMUN İNSANLAR
* İkinci Güneş Çağı: (Ehecatl) 4010 yıl süren bu çağda yaşayanlar Acotzintli diye bilinen yabani bir meyve yiyerek besleniyorlardı. "Güneş Ehecatl" (Rüzgâr Güneşi) tarafından yok edilmişti. İnsanlar maymuna çevrilmiş, ağaçlara tutunmak suretiyle hayatta kalabilmiştir. Bir kadın ve bir adam, bir kayanın üzerinde durarak yıkımdan kurtulmuşlardı. Bu çağa "Altın Çağ" denir ve "Rüzgâr Tanrısı" hüküm sürerdi.
* Üçüncü Güneş Çağı: (Tleyquiyahuillo) 4081 yıl süren bu çağda insanlar "İkinci Güneş"ten kurtulanların torunlarıdır. Tzincoacoc adlı bir meyve yiyerek beslenen bu insanların yaşadığı dünya, Chicunahui Ollin günü denilen yangınla yok oldu. Bu çağa "Tzonchichiltic" (Kırmızı Kafa) adı verilmiştir ve "Ateş Tanrısı" tarafından yönetildiğine inanılırdı.
* Dördüncü Güneş Çağı: (Tzontlilac) 5026 yıl önce başladı. Tula'nın kurulduğu bu çağa Tzontlilac (Siyah Saç) adı verilir. İnsanlar kan ve ateş yağmuru sonrasında açlıktan ölmüşlerdir.

MAYALARIN ÇÖKÜŞÜ
Maya uzmanlarından Brooks, Mayalar'ın çöküşünü, M.S. 600 ve 1100 yılları arasında tropikal enlemlerde baş gösteren iklimsel nemliliğin değişimine bağladı. 10 derece ve 20 derece Kuzey enlem bölgelerinin, sert iklim dalgaları bakımından oldukça hassas olduğu bugüne kadar pek çok araştırmacı tarafından dile getirildi. Harvard Üniversitesi araştırmacılarından Sheret S Chase de benzer şekilde M.S. 790 ve 810 yılları arasında Maya Uygarlığı'nın kuraklığa maruz kaldığını iddia etmiştir. Mayaların çöküşüyle ilgili merak uyandıran asıl konu Mayalar'ın çöküş dönemi sırasında Güneş'le ilgili manyetik bir tersinirlik bekledikleriydi. Onlar bu tersinirliği güneş ışın bombardımanının artışı, bebek ölüm oranı artışı ve nesil tükenmesi olarak gösterdi. Ancak Mayalar daha bu olaylar baş göstermeden böyle bir şeyle karşılaşacaklarını biliyordu ve bu bilgilerini takvimlerine işlemişlerdi.


18 Mayıs 2011 Çarşamba

CAN DÜNDAR'DAN HARiKA BIR YAZI

 CAN DÜNDAR'DAN HARiKA BIR YAZI

Üniversite yillarimiz... Biz iki erkek arkadasiz.
Onlar da iki kiz.

Öyle tanistik SBF'nin kantininde... Birlikte çikiyoruz... O yillarda çikma ne demek... Sinemaya falan birlikte gidiyoruz öglenden sonralari. Aksam üzerleri de o zamanlarda çok ünlü Filiz Pastanesinde bulusup çay falan içiyoruz. Gözlerden gözlere, zaman zaman birlesen ellerde bir flört var, hepsi o... Çok sevdigim bir siir vardi, aklimda kaldigi kadariyla, söyleydi sanki, o yillardaki asklarimizi anlatan...
Bir sey var aramizda

Senin gözlerinde belli,

Benim yanan yüzümden.

Susuyoruz, arada bir,

Gülüserek basliyoruz söze.

Ne kadar gizlesek nafile,

Bir sey var aramizda,

Senin gözlerinde isildiyor,

Benim dilimin ucunda...

Söyleyemiyoruz

"Seni Seviyorum" diye...

Ama öyle seyler yapiyoruz ki, her sey ayan beyan... Ne mi yapiyoruz mesela... Biz üçümüz, Mülkiyeli'yiz. "Aramizda bir seyler olan" Orta Dogu'lu... Birgün ögleye dogru, üç Mülkiyeli, Kizilay'da rastlastik...
Sinemaya gitmek üzere sözlesiyoruz. Uzaktan bizim Orta Dogu'lu çikti meydana. "Hayrola" dedi. "Ögleden sonra sinemaya gidiyoruz, haydi sen de gel" dedim. "Çok mu istiyorsun" dedi. "Evet" dedim.
"Biletleri alin beni
bekleyin. Senin için gelirim" dedi, kostu gitti.

Günaydın-Etkileyici bir yazı

Günaydın

Bu Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama
Yarım saat erkene kurulsun saatin
Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin..
Pencereyi aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin
Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin
Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin
Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart
Çek kızarmış ekmek kokusunu içine
Bak güzelim kahvaltının keyfine..
Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis, önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin
Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile Sonra koş git işine, dünden, önceki günden, hatta daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla, ohhh şöyle bir hafifle
Bir güzel kahve ısmarla kendine, seni mutlu eden sesi duymak için alo de
Hiç işin olmasa da öğle üzeri dışarı çık
Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa
Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil, görerek bak
Çiçek görürsen kokla, köpek görürsen okşa, çocuk görürsen yanağından makas al..

PİRAMİTLERİN SIRLARI


PİRAMİTLERİN SIRLARI

Binlerce yıl önce yapılan piramitlerde bugün bile hala binlerce sır yatmaktadır. İşte piramitlerin şaşırtan özellikleri:


- Büyük Piramit, dünyanın kara kitlesinin merkezinde yer alır.

- Her biri 20 ton olan taşlardan inşa edilmiştir.Bu taşların temin edilebileceği en yakın mesafe yüzlerce km uzaklıktadır. Bu taşların nasıl getirildikleri tam olarak bilinmemektedir.

  - Kesik, yanık, sıyrık gibi yaralar büyükçe bir piramitin içinde daha çabuk iyileşme eğilimi gösterir.

- Büyük Piramitin açıları, Nil'in delta yöresini iki eşit parçaya böler.

  - Piramit kimin adına yapıldıysa, onun bulunduğu odaya yılda iki kez güneş girer.(doğduğu ve tahta çıktığı günler.)


Çin’de saklanan Türk Piramitleri-Beyaz Piramit


 Çin’de saklanan Türk Piramitleri



Uygur bölgesinde bulunan, Mısır piramitlerinden yüzyıllarca önce yapılan ve Mısır piramitlerinden daha yüksek/büyük olan piramitleri yapan Türklerdir. Çin hükümeti buraya girişi tamamı ile yasaklamıştır. Çünkü bu piramitlerin içinde proto-Türk yazılar mevcut. Arkeologların dahi girişine kati surette izin verilmiyor. Çünkü dünya tarihinin tekrar yazılması gerekebilir.
Bugün Çin sınırları içerisinde yer alan, Xian şehrine 100 km uzaklıkta qin ling shan dağlarında Ön-Türk uygarlıklarından birisi tarafından inşa edilmiş, etrafında irili ufaklı 100 adet piramitle beraber, 300 metre yüksekliğinde bir piramit bulunmaktadır;



BEYAZ PİRAMİT


Beyaz Piramit’in ikinci dünya savaşı sırasında çin’e yardım malzemesi götüren bir C-54 uçağından çekilen fotoğrafı 1957 yılında ilk kez life dergisinde yayınlanmıştır.
Bu piramitleri araştırmak üzere 1994 yılında şensi bölgesinde bir araştırma gezisi yapan alman bilim adamı hartwig hausdof kendi koleksiyonundan birkaç resmin halka açılmasına izin vermiştir. hausdorf’a göre piramitlerin yapım tarihi en az M.Ö. 2500’ler civarındadır.


Çİndekİ TÜrk Pİramİtlerİ-dünyadaki en büyük piramiti beyaz piramit

Çin’deki Gizli Piramitler


 
 ÇİN’DE piramit var mıdır? Evet. Aslında dünyadaki en büyük piramit, 300 metre yüksekliğinde olduğu tahmin edilen Xian’daki “Beyaz Piramit” tir. Bu yükseklik, Mısır’da bulunan ve yaklaşık 157 metre olan Büyük Piramit’in iki katıdır. Beyaz Piramit, on altı piramitten oluşan bir kompleksin en büyük parçalarından biridir ve Çin’deki “yasak bir bölge”dedir. Bazıları, bu yasak bölgeye yakın bir askerî üs olduğundan şüphelenmektedir.
Fotoğraflardan da görebileceğimiz gibi, eğer bu piramitler tamamen topraktan yapılmadılarsa, toprakla kaplanmış gibi görünmekteler.

Mhp genel başkanının Devlet Bahçelinin bisküvite piskevit demesi hakkında bir yazı

Bisküvinin yerel ağızda karşılığı “Püskevit”



Bahçeli’nin “püskevit” sözüne bir tek Çukurova bölgesinde yaşayanlar şaşırmadı. Çünkü Adana ve Osmaniye yöresinde büskiviye yerel ağızda püskevit deniyor. Kendisi de Osmaniye’li olan Bahçeli’nin bisküviye “püskevit” demesi normaldi. Aslında Bahçeli’nin bisküviye “püskevit” demesi, ekmeğe bazı bölgelerin “somun” demesi gibi bir şey

İki “Püskevit” bir lokum işte size Anadolu tarzı “fast-food”



…Peki Bahçeli neden “püskevit” örneğini verdi. Püskevit, bölgede yoğun olarak tüketilen bir gıda maddesi. Eski zamanlarda, Çukurova tarlalarında çalışan köylüler için “fast-food” tarzı beslenme aracıydı püskevit. İki püskevitin arasına lokum konarak hazırlanan pratik yemek karınları geçici de olsa tok tutardı. Bisküvi – lokum kombinasyonu sadece Çukurova’da değil, Orta Anadolu’da da önemli bir “fast” gıda tarzıydı, öğün atlatmak için yenilen bir üründü

Alıntı

Alışveriş yapan kadınlar kendilerini suçlu hissediyor!



Alışveriş yapan kadınlar kendilerini suçlu hissediyor!
Pamukkale Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya göre, alışveriş yapan kadınların yarıya yakını, alışverişin ardından ''gereksiz alışveriş yaptığı'' düşüncesiyle kendisini suçlu hissediyor




PAÜ Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Meder, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin farklı illerinde bulunan 2 bin kişi üzerinde alışveriş merkezlerinin ne amaçla kullanıldığı ve alışveriş merkezlerinde bulunan insanların ruh halleriyle ilgili bir çalışma yaptıklarını ifade etti.

Gİze Piramitları-Piramitlerin sırları


Gize Piramitleri hakkında ilginç bilgiler


Gize Piramitleri Tahmini olarak M.Ö 3000 yıllarında eski krallık döneminde yapıldığı zannedilen Gize piramitleri;Keops, Kefren, Mikerinos. İsimlerini aldıkları firavunlar tarafından yaptırılmıştır. Bu üç piramit dünyadaki en büyük piramitlerdir.

Dünyanın Çözülemeyen Sırları ve Gizemleri

Çözülemeyen Sırlar

Kayaya gömülü çekiç

Tahta sap ve demir tokmaktan oluşan bu çekiç, 1936'da Teksas'ta 400-500 milyon yıllık bir kayanın içine gömülü olarak bulundu. Modern bir aletin tarih öncesi bir kaya kütlesinin içine nasıl girdiği bir yana, çekiçte kullanılan demirin günümüz demirlerinden bile saf olması bilim adamlarını hayrete düşürdü.

2000 yıllık pil

Alman arkeolog Wilhelm Konig tarafından 1938'de Irak'ın başkenti Bağdat'ın yakınlarında bulunan 2 bin yıllık pil, bilim adamlarını şaşkına düşürdü. Konig, 13 santimetre boyundaki toprak bir kabın içine monte edilmiş bir bakır silindir, onun etrafındaki demir çubuk ve testinin ağzını kapatan asfalttan oluşan bu nesneyi "dünyanın en eski pili" olarak tanımladı. Pilin 2 volt enerji ürettiği saptanırken, 1800'lü yularda modern pili icat eden Alessandro Volta adlı İtalyan kontunun da şöhretine gölge düştü.

Antik çağ bilgisayarı

1900 yılında Girit açıklarındaki bir batıkta araştırma yapan bilim adamları ilginç bir cisme rastladı. Tahta bir muhafazanın içine yerleştirilmiş bir dizi bronz dişliden oluşan bu garip nesnenin kasası, yüzeye çıkarıldığı anda dağıldı ve cihazın içindeki karmaşık yapı ortaya çıktı. Yapılan çalışmaların ardından, bu aygıtın Ay, Güneş ve diğer gezegenlerin konumlarını hesaplamak ve istendiği anda bunların pozisyonlarına yönelik tahminlerde bulunmak için geliştirildiği anlaşıldı.



Nazca Çizgileri

Peru'da 1926 yılında keşfedilen Nazca kasabası yakınlarındaki üçgen, dörtgen, sarmal ve hayvan şeklindeki çizgilerin sırları çözülemiyor. Çizgilerden bazılarının yaz ve kış gündönümlerini işaret ettiği, hatta dev bir takvim görevi gördüğü öne sürüldü. Bazı bilim adamları çizgilerin UFO'lar için yapıldığı iddiasında da bulunuyor.

Dev Heykeller

Pasifik Okyanusu'ndaki Paskalya Adası'nda bulunan dev heykeller de sırlarını koruyor. 9 metre yüksekliğindeki dev heykelleri hangi uygarlıkların yapmış olabileceğine ilişkin çeşitli görüşler bulunuyor. Dev heykellerin taş platformlar üzerine nasıl oturtulduğu araştırmacıları düşündürürken, niçin yapıldıkları da merak konusu.

Mayalar'ın Gizemi ve Bazı İddialar(maya -uzaylı ilişkisi)

Mayalar'ın Gizemi ve Bazı İddialar

Tekerlek gibi araç gereçlere sahip olmaksızın devasa yapılar inşa etmiş Mayalar, gerek mimarileri bakımından, gerek olağanüstü matematik, takvim ve astronomi bilgileri bakımından, gerekse kentlerini bilinmeyen bir nedenle aniden terketmeleri bakımından kimilerine gizemli bir uygarlık olarak görünmektedir.Gizemli konulara ilgi duyan yazarlar ve ufologlar, Mayalar'ın bazı alanlardaki olağanüstü bilgilerini, battıkları ileri sürülen efsanevi kıtalardan gelmiş olmalarına ve uzaylılarla temas kurmuş olmalarına bağlarlar.Bunlara göre, Maya metinlerinde ve Maya sanat ve mimarisinde Dünya’nın bu eski devirlerine ve uzaylılarla irtibatına ilişkin işaretler bulunmaktadır ve aslında, Maya tarihinde bir ilerleme değil, bir çöküş, yüksek bir uygarlık düzeyinden gerileme yaşanmıştır. Bugün nasıl ileri toplumların yanı sıra, halen bazı ilkel düzeyde toplumlar bulunuyorsa, Mayalar’ın ileri bir uygarlık düzeyinde bulundukları dönemde, bölgede geri bir düzeyde yaşayan topluluklar da vardı; uygarlığın hep gelişme göstermiş olduğu tezinden hareketle oluşturulan tarih yanlışlıklar doludur.